KÜLTÜRÜMÜZDEN ÖRNEKLER
ODA KÜLTÜRÜ
Türk kültürünün önemli kaynaklarından birisi de köy odalarıdır. Yapılış amacı: köye gelen misafirleri ağırlamak ve misafirle ilgilenmek gayesiyle yapılmıştır. Köyün ortak malı olan odalar olduğu gibi, zengin ve sözü geçen ailelerin de özel odaları vardır. Düğün, nişan, sünnet merasimi toplantıları bu odalarda yapılır. Uzun kış geceleri hoş sohbetleri bu odalarda yapılır. Kış gecelerinde buralarda arabası ziyafeti verilir. Yüzük oyunu oynanır. Odada sedir ve halı yastıklar vardır.
Odada bir de yüklük kısmı vardır. Bu bölümde misafirlerin yatacağı temiz yün yataklar ve yorganlar yığılıdır. Odanın ortasındaki sobanın üzerinde her zaman için bir ibrik abdest İçin dolu bulundurulur. Ayrıca bir de leğen bulundurulur. Odanın bir de tuvaleti vardır.
Odalarda genelde yaşlılar tecrübelerini ve başlarından geçenleri anlatırlar. Daha genç olanlar da pür dikkat dinlerler.
Günümüzde oda kültürü halen güçlü bir şekilde devam etmektedir. Ama bu odalara daha çok yaşlılar ve orta yaştakiler gitmektedir. Gençler ise bunun yerine kahveyi tercih etmektedirler.
ATASÖZLERİ
> Aç it fırın yıkar.
> Alışmış kudurmuştan beterdir.
> Ağaç yaş iken eğilir.
> Sakla sarı samanı, gelir zamanı.
> Komşu komşunun külüne muhtaçtır.
> Ne ekersen onu biçersin
> Eskisi olmayanın yenisi olmaz.
> Ağlamayan çocuğa meme vermezler.
> Ağlayanın malı gülene fayda etmez.
> Kul daralmayınca Hızır yetişmez.
> Eden bulur, inleyen ölür.
> Gülme komşuna gelir başına.
> Aza kanaat etmeyen, çoğu bulamaz.
> Olacak oğlak, bokundan belli olur.
> Eski deri post olmaz, eski düşman dost olmaz.
> Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al.
> Eşeğin canı yanınca atı geçer.
> Eşek çamura çökünce, yol gösteren çok olur.
> Ölmüş eşek nallı olur.
> Dana biçikten, para buçuktan artar.
> Ekmek beziden, koyun kuzudan olur.
> it iti ısırmaz.
> Isıracak it dişini göstermez.
> Meyvesi olan ağaç taşlanır.
> Ürmeyen iti kapıya koymazlar.
> Kör olur badem gözlü olur, kel ölür sırma saçlı olur.
> Keskin sirke küpünü ekşitir.
> Yavuz itin yarası eksik olmaz
> Dostun belası düşmandan eşettir.
> Herkes küllüğünde horozlanır.
> Yazın gölge hoş kışın çuval boş. Yazın yatanı kışın bunalek tutar.
> Ayağını yorganına göre uzat.
> Hazıra dağ dayanmaz.
> Haydan gelen huya gider.
>Dinsizin hakkından imansız gelir.
> Su testisi su yolunda kırılır.
> El elin eşeğini türkü söyleyerek arar.
> Boynuz kulağı geçer.
> Ummadığın taş baş yarar.
> Dökme suyla değirmen dönmez.
> Allah dağına göre kar verir.
> Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür.
> İt ürür kervan yürür.
> Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır.
> İt kağnının gölgesinde gidermiş de gölge kendinin sanarmış.
> Düğüne giden oynar, ölüye giden ağlar.
> Baba oğula bir bağ bağışlamış da, oğul babaya bir salkım üzümü vermemiş.
BEDDUALAR
>Tefin dürülsün
> Soykana kalsın.
> Tefin dürülsün.
> Gözüyün ilehemi söyünsün.
> Kurşunlara gelesice
> Ekmek tavşan olsun sen de tazı ol ömrüyün ahirince yel yel aç yat.
> Mahşere kadar sürün.
> Felçlere tutul emi.
> Perişan olasıca.
> Kaşın kipriğin dökülsün.
> İliğine sam yeli essin.
> Tapıdını taşlasınlar.
> Kanserlere tutul.
> Çenen çekilsin.
> Adın batsın.
> Boyun posun devrilsin.
> Adın kara yere gelsin.
> Töremiyesice.
> Kangrenlere tutul.
> Kolun koltuğun soğulsun.
> Dokuz köy aşırı git de elekçiler haberini getirsin.
> Derin devre yüzülsün.
> Kırk kapıdan çık da görüp göreceğin bizim kapı olsun.
> Gözün baksın gövden aksın.
> Kelleni alsınlar gövden kalsın.
> Kanın içine aksın.
> Bağırsağı düğlenesice.
> Didarın kesilsin.
> Ciğerin içine dökülsün.
> Evine ateş düşsün, peygamber direğini çelsin.
> Ocağın batsın, tütünün kesilsin, kapın kitli kalsın.
> Zıkkımın kökünü ye.
> Kamın ekmeğe gülmesin.
> Sakalın gözüne ekilsin.
> Ümüğünde kalsın.
> Kefen paran olsun.
> Allah kınalı parmak tutturmasın.
> Burnundan fitil fitil gelsin.
> Boynu altında kalasıca.
> Dilin, dişin kitlensin.
ÖVGÜ VE DUALAR
> Anan sana kurban olsun.
> Canımın içi yavrum.
> Zeytin gözlüm
> Babası zorlu
> Gülüm, evimin direği
> Gül çimenim, bal çimenim
> Anamın adı, ağzımın tadı
> Babamın adı, ağzımın tadı
> Yemeyip yedirdiğim, giymeyip giydirdiğim
> Kara tazıların olurum.
> Gözüyün yağım yerim.
> Anasının kuzusu
> Aslanım, itin köpeğin olurum.
> Gadalarını alırım.
> Bitanem, cici kızım, kekliğim
> Ayağına taş değmesin.
> Yattığın yer nur gölü olsun.
> Allah, cennet kapıları açsın.
> Allah, kül diye avuçladığını altın elsin.
> Ömrün uzun, düğünün güzün olsun.
> Oğlunla oba ol, kızınla komşu ol.
> Allah, kara gözlü bir nişanlı versin.
> Allah, kabeler nasip etsin.
> Sular gibi ömrün uzun olsun.
> Allah razı olsun.
> Allah iyilerle eş etsin.
> Allah ele avuca düşürmesin.
> Allah'a emanet ol.
> Allah, işinizi gücünüzü rast getirsin.
> Allah, ağzınızın tadını bozmasın.
> Allah, analı babalı büyütsün.
> Allah, hayırlı evlatlar versin.
> Allah, ne muradın varsa versin.
> Allah, nazardan saklasın.
> Allah, bir yastıkta kocalsın.
> Allah, yolunu açık etsin.
> Allah, utandırmasın.
> Allah, uzun ömürler versin.
> Allah, yüzünü kara çıkartmasın.
> Allah, zihin açıklığı versin.
> Allah, imandan ayırmasın.
> Allah hayırlı, uğurlu eylesin.
BİLMECELER
> Altı delikli tokmak bunu bilmeyen ahmak (kafa)
> Yol üstünde kilitli sandık (mezar)
> > Allah, imandan ayırmasın.
> Allah hayırlı, uğurlu eylesin.
S) BİLMECELER
> Altı delikli tokmak bunu bilmeyen alımak (kafa)
> Yol üstünde kilitli sandık (mezar)
>
> Helcmez hülemez ocak başına yeleme/, (yağ küleği)
> Suya düşer ıslanmaz yere düşer paslanmaz (güneş)
> Dam ardına sac koydum geleni gideni aç koydum (oruç)
> Yol üstünde yağlı kayış (yılan)
> Yük üstünde yarım çörek (ay)
> Ben giderim o gider arkamsıra tin tin eder (gölge)
- Ebemgile giderken göv tokluyu yere vurdum (sümük)
> Dam başında teke bağlı boynuzları köke bağlı (kabak)
> Çın çınlı hamam, kubbesi tamam; bir gelin aldım babası imam (saat)
> Altı göl üstü gül haydi hanım kız bunu bil (Gazyağı lambası)
> Aldır abası, yeşildir küpesi bunu bilmeyen eşek sıpası (yüzellik otu)
> Eştim eştim kum çıktı, kumdan minare çıktı bıldırki yiten oğlan bu yıl meydana çıktı (çiğdem)
> Karanlıkta cimcort (damla)
> Mendile konulmaz, tadına doyulmaz (uyku)
> Hey hûtler hûtler, Yusuf'u yiyen kurtlar ayağından su içer tepesinden yumurtlar (buğday)
> Gece gider üşümez, gündüz gider üşenmez, beline kuşak kuşanmaz (su)
> Alaca bulaca geçti yamaca (saksağan)
> Saksağanım seker seki benim elimde, bıldırcınım büker bükü benim elimde, yetmiş iki çiçek kökü benim elimde (çıkrık)
> Allah'tan korkmaz, cennetten çıkmaz (çocuk)
> Dam başında dana hotlar keş desem gene botlar (dolu)
'> Ebemgile giderken küçük küçük çörek ektim (ayakkabı izi)
> Üstü çayır biçilir, altı çeşme içilir (koyun)
> Fil fiilice fili yok, ip takacak yeri yok (yumurta)
MANİLER
Gurbetin kuşu yüksekten uçar
İner engine bağrını açar
Gurbete giden kızın ömrü tez geçer
Arabayı koşalım
Doğu batı aşalım
Son yağmur ol ben bulut
Çabucak kavuşalım
Mektup yazdım kış idi
Kalemim gümüş idi
Daha çok yazacaktım
Parmaklarım üşüdü
Karşıda kara çalı
Kararıp durma çalı
Ben seni alır mıyım
Sümüklü sıracalı
Keklik bıçaklanır mı?
Tüyü saçaklanır mı?
Ey Allah'ın salağı
Baldız kucaklanır mı?
Kekliği bıçakladım
Tüyünü saçakladım
Anasının yanında
Kızını kucakladım
NİNNİLER
Ninliler ağlayan bebekleri avutmak ve uyutmak için anneler tarafından çocuklarına söylenir. Bunlara bebek türküsü de denir.
Nen çalayım beşiğine
Kuşlar konsun eşiğine
Sen gitme de eller gitsin keşiğine
Nenni kuzum nenni
Ak taş diye belediğim
Seni Hak'tan dilediğim
Ak sargıya belediğim
Nenni bebeğim nenni
Bebeği beledim kuma
Bebek kimselere deme
Üstümüzden gitsin kuma
Nenni bebeğim nenni
Eledim eledim hüllük eledim
Aynalı beşikte bebek beledim
Büyüttüm besledim yolcu eyledim
Gitti de gelmedi buna ne çare
Nenni bebeğim nenni
Hoppala yavrum hoppala
Seni vermem topala
Topal seni götürür
Öper sever getirir.
Bahçeye kurdum salıncak ninni
Eline verdim oyuncak ninni
Uyusun benim yumurcak ninni
Ninni ninni yavrum ninni
Ninni desem uyur mu ola
Üstünü güller bürür mü ola
Benim yavrum büyür mü ola
Ninni ninni he kuzum ninni
AĞIT
Ağıtlar üzüniülerin dışa vurmasıdır. Genelde ağıtı köyde kadınlar yakar, Ağıtları; yakınları ölenler, kızı gelin olanlar, oğlu kızı gurbete gidenler yakarlar. Kocası ölüp dul kalan kadınlar da ağıt yakarlar. Böylece üzüntülerini dile getirirler.
Bahçelerde biter andız
Ben yananın gece gündüz
Seher vakti doğar yıldız
Yoksa Silom senden bir haber mi geldi?
Yoldan geldin yorgun musun?
Tere yağdan ergin misin?
Söylüyorum da söylemiyorsun.
Yoksa bana dargın mısın?
Ak koyun kara koyun
Mezarımı derin oyun
Ben bu dertten ölürsem
Adımı dertli koyun
Dert yüküyüm dert yüküyüm
Yorganımı dört büküyüm
Senden ayrıldım yavrum
Ben derdimi kime döküyüm?
Kapımızın önü küllük
Yağmur yağar pulluk pulluk
Şu genç yaşta yavrum
Sana yakışır mı dulluk
Yaralıyım da dost köyüne uğratma
Hançer vurup da ciğerimi doğratma
Ben yaralıyım da yavrum beni ağlatma
Beyaz giysi giydirirler
Sokak sokak gezdirirler
Suya gitsem gezdi derler
Annem hakkın helal eyle
Yemek yapsam tuzlu derler
Ev süpiirsem tozlu derler
Süt pişirsem tastı derler
Annem hakkın helal eyle
DEYİMLER
>Yumurtası gelmiş tavuk gibi dönelemek
>Yaka silkmek
> Eli ayağı tutuşmak
> Malamat olmak
> Kör atın kazığa dolandığı gibi dolanmak
> Yüreği ağzına gelmek
> Acından ölmek
> Samanlıkta iğne aramak
> İt ayağı yemiş gibi gezmek
> Zıvanadan çıkmak
> Kanı iliği donmak
> Dili dişi kitlenmek
> Dizinin dermanı kesilmek
> Özü feri gitmek
> Ayağının bağı çözülmek
> Dost başına olmak
> Töbe talgını vermek (terbiye etmek)
> Ciğerine el sallamak
> Kaş yaparken göz çıkarmak
> Bir çuval inciri berbat etmek
> Kavuncu kızını karpuzcu depelemek
> Gevura darılıp oruç bozmak
> Yatağı koyup yorgana işemek
> Kel Ali'nin bağına dönmek (Virane olmak)
> Harmandan kalkmak (iflas etmek)
> Dillere düşmek
> Ele ayağa düşmek
> Beti benzi sararmak
> Başından kaynar su boşalmak
> Beyninden vurulmuşa dönmek
|